ERMENİ MESELESİ Türk – Ermeni ilişkileri bin yıllık geçmişe dayanır. Türklerin Anadolu’ya gelişleri ile bu ilişki başlamıştır. Türklerin Anadolu’ya geldikleri dönemde ( 1071 Malazgirt Savaşı ), bölgede Bizans hakimiyeti vardır. Kısacası; Anadolu Ermenilerinden değil Bizans devletinden alınmıştır. Türklerin gelişi Ermenileri endişelendirmiştir. Daha sonraları Ermeniler beklemedikleri bir rahatlığa kavuşmuştur. Türk hakimiyetinden önce toprakları Bizans ve Sasanilerce bölünmüştü. Sasaniler Zerdüşt dinine mensup olduğu için, Hıristiyan Ermenilere baskı yapmıştır. Bizans la Ermeniler aynı dine mensuptur. Ancak Bizans Hıristiyanlığı Ortodoks kilisesine mensup, Ermeniler ise Eçmiyazdin kilisesine mensuptu. Bu yüzden Bizans da, Ermenilere baskı yapmıştır. Ermenilerin iddiaları Osmanlı Devletini kapsadığı için, biz Osmanlı dönemi Türk – Ermeni ilişkilerini irdelemek istiyoruz. Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinde az sayıda Ermeni vatandaşı vardı. Osmanlı toprakları genişledikçe Ermenilerin sayısı da artmıştır. Yani; Ermeniler kademeli bir şekilde Osmanlı topraklarına katılmıştır. XVI. Yüzyıldan itibaren, Ermenilerin tamamı, devletin sınırları içerisine alınmıştır. Osmanlı devleti toprakları içerisinde yaşayan Ermeniler, her yönüyle rahat bir yaşam sürmüştür. Osmanlı Devleti zayıflama sürecine girince, Batılı devletlerin müdahalesi başladı. Her devlet kendi çıkarları doğrultusunda azınlıkları kullanmaya çalıştı. Sıra Anadolu’nun paylaşımına gelince de Ermeniler bir araç olarak kullanıldı. Oysaki Osmanlı Devleti’nin 600 yıllık ömründe milleti sadıka unvanı ile rahat bir yaşam sürmüş Ermenilerin, devlete isyan etmek için hiçbir sebebi yoktur. Önce Ruslar sonra da Fransız ve İngilizlerce kullanılmışlardır. 1877 – 78 Osmanlı Rus Savaşı Ermeni sorunu açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Osmanlılar ağır bir yenilgi alır. Rusya ve Osmanlı Devleti arasında yapılan Ayastefanos ( Yeşilköy) anlaşmasıyla Rusya Osmanlı topraklarını tek başına parçalamaya girişmiştir. Ermeni meselesi ilk olarak bu anlaşmada yer almıştır. Osmanlı Devleti Ermeni azınlığın yaşadığı topraklarda ıslahatlar yapmayı kabul etmiştir. Böylelikle,Ermeni sorunu uluslar arası boyut kazanmıştır. Bu gelişmeler İngilizleri rahatsız etmiştir ve Osmanlı Devletini korumak için Kıbrıs Sözleşmesini imzaladı. İngiltere Rusların Osmanlı topraklarını ele geçirmesini menfaatlerine aykırı buldu. Ancak ilerleyen yıllarda Osmanlı-Almanya yakınlaşması başlayınca, İngiltere Osmanlı Devletini koruyan politikasını terk ederek, Ruslarla birlik olup Osmanlı topraklarını paylaşıyor. Osmanlı toprak bütünlüğünü korumakta Almanya’nın görevi oluyor . Hatta bu dönemin kendi içerisinde çelişkileri de vardır. Emperyalist devletlerin çıkar çatışmalarına güzel bir örnektir: Rus-İngiliz dostluğu döneminde, İngilizler Rusların Doğu Anadolu üzerinden İskenderun Körfezi’ ne inmelerini engellemek için, bağımsız bir Ermeni Devlet’i fikrini desteklemiş ve Anadolu’da ki uzantılarına da bu politikayı uygulatmıştır . Ruslar yukarıda özetle anlatmaya çalıştığımız gelişmeler neticesinde kendi topraklarında ki Ermenilere kültürel kısıtlama getirmiştir. Ruslar kendi topraklarında ki Ermenilere baskı yapmış ve pek çok Ermeni komitacısı Anadolu’ya kaçarak , son ümit olarak Osmanlı topraklarındaki ayrılıkçı hareketlere destek vermiştir. Sonuç olarak; 2001 yılında Fransa Parlamentosu’ nun kabul ettiği sözde ‘’ Ermeni Soykırımı ‘’ yasası ile Batılıların emperyalist amaçları için toplumları komşularına düşman etme, onları birbirleriyle savaştırma alışkanlığından vazgeçemediğini görüyoruz. Fransızlar 1918 – 22 yılları arasında Maraş, Adana, Urfa, Antep illerinde işleri neydi? Bu işgaller sırasında Ermenileri asker olarak kullanmadılar mı? Gelin çocuklarımıza kendi tarihimizi öğretelim. Antep nasıl Gazi oldu? Urfa nasıl Şanlı oldu? Maraş’a neden Kahraman dedik. Cezayir katliamını gündeme getireceğimize kendi şanlı tarihimizi ve uğradığımız haksızlıkları gündeme getirelim. 2011 yılı Aralık ayında ise maalesef bu teşebbüslerini bir adım daha ileriye götürerek sözde soykırımı inkar edenlere ceza verilmesini kabul etmeleri de bu işi nerelere götürmek istediklerini gösterir. Fransızlar şunu iyi biliyor, bizim milletimizin hafızası çok çok zayıf . Unutulur, tepkileri saman alevi gibidir. Yüce Türk Milleti ; tarihine ve vatanına sahip çık ! Tarihine sahip çıkamayanlar vatanını ve devletini koruyamayacaktır .
ERMENİ MESELESİ
Türk – Ermeni ilişkileri bin yıllık geçmişe dayanır. Türklerin Anadolu’ya gelişleri ile bu ilişki başlamıştır.
Türklerin Anadolu’ya geldikleri dönemde ( 1071 Malazgirt Savaşı ), bölgede Bizans hakimiyeti vardır. Kısacası; Anadolu Ermenilerinden değil Bizans devletinden alınmıştır.
Türklerin gelişi Ermenileri endişelendirmiştir. Daha sonraları Ermeniler beklemedikleri bir rahatlığa kavuşmuştur. Türk hakimiyetinden önce toprakları Bizans ve Sasanilerce bölünmüştü. Sasaniler Zerdüşt dinine mensup olduğu için, Hıristiyan Ermenilere baskı yapmıştır. Bizans la Ermeniler aynı dine mensuptur. Ancak Bizans Hıristiyanlığı Ortodoks kilisesine mensup, Ermeniler ise Eçmiyazdin kilisesine mensuptu. Bu yüzden Bizans da, Ermenilere baskı yapmıştır.
Ermenilerin iddiaları Osmanlı Devletini kapsadığı için, biz Osmanlı dönemi Türk – Ermeni ilişkilerini irdelemek istiyoruz.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinde az sayıda Ermeni vatandaşı vardı. Osmanlı toprakları genişledikçe Ermenilerin sayısı da artmıştır. Yani; Ermeniler kademeli bir şekilde Osmanlı topraklarına katılmıştır. XVI. Yüzyıldan itibaren, Ermenilerin tamamı, devletin sınırları içerisine alınmıştır. Osmanlı devleti toprakları içerisinde yaşayan Ermeniler, her yönüyle rahat bir yaşam sürmüştür.
Osmanlı Devleti zayıflama sürecine girince, Batılı devletlerin müdahalesi başladı. Her devlet kendi çıkarları doğrultusunda azınlıkları kullanmaya çalıştı. Sıra Anadolu’nun paylaşımına gelince de Ermeniler bir araç olarak kullanıldı. Oysaki Osmanlı Devleti’nin 600 yıllık ömründe milleti sadıka unvanı ile rahat bir yaşam sürmüş Ermenilerin, devlete isyan etmek için hiçbir sebebi yoktur. Önce Ruslar sonra da Fransız ve İngilizlerce kullanılmışlardır.
1877 – 78 Osmanlı Rus Savaşı Ermeni sorunu açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Osmanlılar ağır bir yenilgi alır. Rusya ve Osmanlı Devleti arasında yapılan Ayastefanos ( Yeşilköy) anlaşmasıyla Rusya Osmanlı topraklarını tek başına parçalamaya girişmiştir. Ermeni meselesi ilk olarak bu anlaşmada yer almıştır. Osmanlı Devleti Ermeni azınlığın yaşadığı topraklarda ıslahatlar yapmayı kabul etmiştir. Böylelikle,Ermeni sorunu uluslar arası boyut kazanmıştır.
Bu gelişmeler İngilizleri rahatsız etmiştir ve Osmanlı Devletini korumak için Kıbrıs Sözleşmesini imzaladı. İngiltere Rusların Osmanlı topraklarını ele geçirmesini menfaatlerine aykırı buldu. Ancak ilerleyen yıllarda Osmanlı-Almanya yakınlaşması başlayınca, İngiltere Osmanlı Devletini koruyan politikasını terk ederek, Ruslarla birlik olup Osmanlı topraklarını paylaşıyor. Osmanlı toprak bütünlüğünü korumakta Almanya’nın görevi oluyor . Hatta bu dönemin kendi içerisinde çelişkileri de vardır. Emperyalist devletlerin çıkar çatışmalarına güzel bir örnektir:
Rus-İngiliz dostluğu döneminde, İngilizler Rusların Doğu Anadolu üzerinden İskenderun Körfezi’ ne inmelerini engellemek için, bağımsız bir Ermeni Devlet’i fikrini desteklemiş ve Anadolu’da ki uzantılarına da bu politikayı uygulatmıştır .
Ruslar yukarıda özetle anlatmaya çalıştığımız gelişmeler neticesinde kendi topraklarında ki Ermenilere kültürel kısıtlama getirmiştir.
Ruslar kendi topraklarında ki Ermenilere baskı yapmış ve pek çok Ermeni komitacısı Anadolu’ya kaçarak , son ümit olarak Osmanlı topraklarındaki ayrılıkçı hareketlere destek vermiştir.
Sonuç olarak; 2001 yılında Fransa Parlamentosu’ nun kabul ettiği sözde ‘’ Ermeni Soykırımı ‘’ yasası ile Batılıların emperyalist amaçları için toplumları komşularına düşman etme, onları birbirleriyle savaştırma alışkanlığından vazgeçemediğini görüyoruz. Fransızlar 1918 – 22 yılları arasında Maraş, Adana, Urfa, Antep illerinde işleri neydi? Bu işgaller sırasında Ermenileri asker olarak kullanmadılar mı? Gelin çocuklarımıza kendi tarihimizi öğretelim. Antep nasıl Gazi oldu? Urfa nasıl Şanlı oldu? Maraş’a neden Kahraman dedik. Cezayir katliamını gündeme getireceğimize kendi şanlı tarihimizi ve uğradığımız haksızlıkları gündeme getirelim.
2011 yılı Aralık ayında ise maalesef bu teşebbüslerini bir adım daha ileriye götürerek sözde soykırımı inkar edenlere ceza verilmesini kabul etmeleri de bu işi nerelere götürmek istediklerini gösterir. Fransızlar şunu iyi biliyor, bizim milletimizin hafızası çok çok zayıf . Unutulur, tepkileri saman alevi gibidir.
Yüce Türk Milleti ; tarihine ve vatanına sahip çık ! Tarihine sahip çıkamayanlar vatanını ve devletini koruyamayacaktır .
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 252105
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.