Türkiye Cumhuriyeti Devleti, arka planı uzun bir geçmişe dayanan bürokratik yapısındaki sorunların çözümü için zorlu bir süreç yaşamaktadır. Her şeyden önce sorunların üstesinden gelmeye niyetlenen siyasi iradenin sergileyeceği kararlılık en önemli hareket noktasıdır. Madde ve ruh planında devlete ve millete sadakati hiçbir şeyin önünü geçirmeyen bürokratik bir ahlakı, milli şuur halinde içselleştirmiş kadrolarla tahkim edilmiş devlet yapısını tesis etmek, siyasi iradenin bugün önünde duran en büyük hedef olmalıdır. Bu hedefi kurumsal bir sisteme kavuşturacak ve kökleştirecek münasebet kanunlarını bir an önce hayata geçirmek, siyasi iradenin en birinci vazifesidir. Sonrası sitemi ve kurumları dönüşüm ve değişme tabi tutacak kadroların ehliyet ve liyakat çerçevesinde belirlenmesine kalmaktadır. Bir kimsenin kendine iş verilmeye uygun olması diye tarif edilen “liyakat” ile kişinin haklara sahip olması, haklarını kullanması, görev, sorumluluk ve yükümlülükler üstlenebilmesi durumu olarak ifadelendirilen “ehliyet” kavramını bir göreve talip olurken kapasitesi ölçüsünde merkeze alan ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun dediği gibi “her birimiz kendi liyakatimize göre üzerimize bir vazife almalıyız” şuuruyla hareket eden bir toplum olmamız gerektiğinin farkına varılmalıdır. Bunun dışındaki bir tasarrufun ülkeyi felakete sürükleyeceğinin idrakinde olunmalıdır. Bir göreve talip olanlar arasından seçim yaparken tanıdıklar görev alsın mantığının tanıdık sorunların devam etmesine kapı araladığı sabitken, bunda ısrar etmenin kamusal adaleti/vicdanı derinden yaraladığı unutulmamalıdır. Kısacası siyasi iradenin ehliyet ve liyakatin ön plana alındığı bir bürokratik yapılanma içine girmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin istikbali açısından önemlidir ve hassasiyetle dikkat edilmesi gereken bir husustur. Mustafa Güçlü Anadolu-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, arka planı uzun bir geçmişe dayanan bürokratik yapısındaki sorunların çözümü için zorlu bir süreç yaşamaktadır. Her şeyden önce sorunların üstesinden gelmeye niyetlenen siyasi iradenin sergileyeceği kararlılık en önemli hareket noktasıdır. Madde ve ruh planında devlete ve millete sadakati hiçbir şeyin önünü geçirmeyen bürokratik bir ahlakı, milli şuur halinde içselleştirmiş kadrolarla tahkim edilmiş devlet yapısını tesis etmek, siyasi iradenin bugün önünde duran en büyük hedef olmalıdır. Bu hedefi kurumsal bir sisteme kavuşturacak ve kökleştirecek münasebet kanunlarını bir an önce hayata geçirmek, siyasi iradenin en birinci vazifesidir. Sonrası sitemi ve kurumları dönüşüm ve değişme tabi tutacak kadroların ehliyet ve liyakat çerçevesinde belirlenmesine kalmaktadır.
Bir kimsenin kendine iş verilmeye uygun olması diye tarif edilen “liyakat” ile kişinin haklara sahip olması, haklarını kullanması, görev, sorumluluk ve yükümlülükler üstlenebilmesi durumu olarak ifadelendirilen “ehliyet” kavramını bir göreve talip olurken kapasitesi ölçüsünde merkeze alan ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun dediği gibi “her birimiz kendi liyakatimize göre üzerimize bir vazife almalıyız” şuuruyla hareket eden bir toplum olmamız gerektiğinin farkına varılmalıdır. Bunun dışındaki bir tasarrufun ülkeyi felakete sürükleyeceğinin idrakinde olunmalıdır.
Bir göreve talip olanlar arasından seçim yaparken tanıdıklar görev alsın mantığının tanıdık sorunların devam etmesine kapı araladığı sabitken, bunda ısrar etmenin kamusal adaleti/vicdanı derinden yaraladığı unutulmamalıdır. Kısacası siyasi iradenin ehliyet ve liyakatin ön plana alındığı bir bürokratik yapılanma içine girmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin istikbali açısından önemlidir ve hassasiyetle dikkat edilmesi gereken bir husustur.
Mustafa Güçlü Anadolu-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 791228
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.