TEDBİRLERE UYALIM, CANIMIZI VE CANLARIMIZI KORUYALIM. Korona Virüs salgın hastalığını yenmenin yakın vadedeki en kestirme yolunu “bulaşıyı azaltmak” bunun yolunu da “toplumsal hareketliliği sınırlamak” olarak tarif edebiliriz. Bu kapsamda kamu çalışanları açısından “esnek çalışma” modeli uygun bir çözümdür; fakat şu an devlet kurumlarının bir kısmında esnek çalışma modeline geçilmiştir. Esnek çalışma modeline geçildiği zaman işlerin ciddi manada aksamayacağı bazı kurumlarda ise halen bu çalışma modeline geçilmemesi düşündürücüdür. Özel sektörde ise insanları işsiz kalması riski nedeni ile esnek çalışma modeline geçişte çok büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Hatta neredeyse uygulanmıyor demek yerinde olacaktır. Ancak devletin hem kendi işleyişinde hem de özel sektör noktasında lazım gelen çalışmaları yaparak “esnek çalışma” modelini bulaşıyı azaltmak için daha aktif işler hale getirmesi kaçınılmaz bir önlem olarak değerlendirilmelidir. Buna paralel olarak “HES” kodunun kullanımın yaygınlaştırılması da bulaşı riskini azaltacaktır. Salgın hastalığın bölgeden bölgeye, şehirden şehre farklı yayılma hızı gösterdiği bir ortamda alınacak tedbirlerin bölge ve şehir bazlı olması kaçınılmaz gibi gözükmektedir. Her yerde aynı tedbirlerin uygulanmasının şu anda elde olan verilere göre salgın hastalığa karşı verilen mücadelenin ruhuna ters düşeceği artık ortadadır. Aslında gelir düzeyi yüksek bölgelerle gelir düzeyi düşük olan bölgelerde bulaşının yayılma hızı ve tedavisi noktasında durumun ne olduğu incelenirse ne ifade etmeye alıştığımız daha iyi anlaşılacaktır. Yani salgın hastalığın bir dar gelirli hastalığına dönüşmesinin önüne bir an önce geçilmesi adına ilçe, şehir ve bölge bazlı önlem tedbirlerinin alınmasının önü bir önce açılmalıdır. Salgının kontrol altına alınmadan ülke nüfusunun dörtte birini hareketlendirecek olan “okulların açılması” sürecinin başlatılması mümkün değildir. Ancak çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini ötelememek ve adil olmayan bir sürece tabi tutmamak adına alınması gereken tedbirler hayata geçirilmelidir. Uzaktan eğitim sürecine teknolojik imkânlardan mahrum yavrularımızın nasıl dâhil olabileceğine dair acilen çözüm üretilmelidir. Halen evlerinde televizyon, elinde cep telefonu ya da tablet olmayan öğrencilere uzaktan eğitim veriyoruz söyleminin “sosyal devlet” gerçeği ile uyuşmadığı açıktır. Ayrıca özel okullarda okuyan öğrenciler gelişmiş dijital platformlardan derslerini düzenli işlerken devlet okullarındaki öğrencilerin sağlam bir zemine oturtulamamış dijital eğitim portallarından ders almaya çalışması da fırsat eşitliği ve imkân eşitliği sağlanmadığından dolayı adilane bir durum değildir. Ayrıca insanımızın sırtından zaten haddinden fazla kar elde eden internet sağlayıcılarının fırsatı ganimet bilerek hiç indirime gitmemesi ise ibret verici bir durumdur. Bu noktada da devletimiz vatandaşı adına bu kurumlarla iletişim içine girerek en azından bu salgın sürecinde daha uygun ve hesaplı bir hizmet sunmalarını temin etmelidir. Yaklaşan kış aylarında yaşanması muhtemel grip vakalarının, salgın virüs hastalığının tüm hızı ile devam ettiği bir ortamda, daha büyük sıkıntılara yol açacağı mutlaktır. Bu nedenle grip aşısının yaptırılması bu yıl daha önem arz eder duruma gelmiştir. Zira grip aşısı hem grip vakaların daha az görülmesine hem de gribe yakalananların hastalığı daha hafif atlatmasına imkân vermektedir. Böylece de salgın virüs ile uğraşan sağlık çalışanlarının artı bir yüke mesai harcamasının önüne geçilmiş olacaktır. Bu kapsamda bu yıl daha fazla insanımızın grip aşısı yaptırabilmesi için Sağlık Bakanlığı geçen yıla nazaran daha çok grip aşısı temin ederek vatandaşın kullanımına sunmalıdır. Aslında bu durum da bize yurt dışından aşıları temin eden ülkemiz açısından “milli aşı” geliştirme politikasının ne derece önem arz ettiğini ortaya koymaktadır. Salgını kontrol altına alma kriterlerinin çerçevesi çok önemlidir. Bu çerçeve içinde sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonunu sağlam tutmayan, onların sağlığını önceleyemeyen bir salgını kontrol atına alma mücadelesinin başarıya ulaşması zorlaşır. Bu nedenle salgını yönetme hedefini giden yolda sağlık çalışanlarının özlük ve ekonomik haklarının imkânların zorlanarak en üst seviyede tutulmaya çalışılması elzemdir. Netice itibari ile herkesin ciddi bir sorumluluk içinde temizlik, mesafe ve maske kullanımına dikkat etmesinin salgın hastalıkla mücadele etmenin bel kemiğini oluşturduğu unutulmamalıdır. Bu vesile ile cihanda bir nefes sıhhat kadar değerli hiç bir servetin olmadığı günümüzde, canımızı ve canlarımızı korumak için lütfen kurallara uyalım. MUSTAFA GÜÇLÜ ANADOLU-SEN KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 59449
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.